MİLLET RUHU
Bir yiğit vardı gömdüler şu karşı bayıra...
Arkadan kefenini, gömleğini soydular.
“aman kalkar!” deyip üstüne taşlar koydular,
Bir yiğit vardı; gömdüler şu karşı bayıra.
Yiğidim hele anlatıver olup biteni!
Sen dertli, vatan dertli, oturup ağlayalım...
Ağlayıp sinelerimizi dağlayalım,
Yiğidim, hele anlatıver olup biteni.
Ses ver yiğidim, yoksa beni duymuyor musun?
Yıllar var ki hep hâyalinle oynaşıyorum,
Kalkıp geleceğin ümidiyle yaşıyorum...
Ses ver yiğidim, yoksa beni duymuyor musun?!
Sırtımda ardan bir gömlek, yılların vebâli,
Ümitle ışıldayan gönlüm, seni bekliyor;
Kâh göklerde uçup, kâh yerlerde emekliyor.
Sırtımda ardan bir gömlek, yılların vebâli,
Her tarafta hârab eller, baykuşlara bayram,
Köprüler bir bir yıkılmış ve yollar yolcusuz,
Gelip uğrayanı kalmamış çeşmeler, susuz...
Her tarafta hârab eller, baykuşlara bayram.
İradelerde çatırtı, ruhlarda müthiş şok,
Tarihi yağmaladı bir düzine tarihsiz;
Değerler alt üst oldu, mukaddesat sahipsiz,
İradelerde çatırtı, ruhlarda müthiş şok.
Tıp ki rüyalarda olduğu gibi diril, gel!
Beyaz atının üzerinde bir sabah erken;
Gözlerim kapalı ruhumda seni süzerken
Tıp ki rüyalarda olduğu gibi diril, gel!
M. Abdülfettah ŞAHİN
ALAÇAM DAĞLARI
Yamaçlarında renk renk çiçek açar
Rüzgarlar da savrulur kokular saçar
...Kim bilir kaç mevsim kaç iklim yaşar
... Bir uçtan bir uca alaçam dağları
İsmailler deresinde zeynebim çalınır
Aziziye köyünde Hüseyin dede anılır
Namı gün be gün dünyaya yayılır
Bir uçtan bir uca alaçam dağları
Sakız yaylasında geyikler dolaşır
Ormanlarına türlü türlü ağaçlar yakışır
Arıklar deresinde keklikler ötüşür
Bir uçtan bir uca alaçam dağları
Bahar gelir yaylalar yeşillenir
Akbaşlar köyünün kuzusu yenir
Su çıktı da ozanlar dinlenir
Bir uçtan bir uca alaçam dağları
Saz mesire yerinde barana oynanır
Eski kültürler barana ile yaşatılır
Düğünler de aşağı köyden çıktım çalınır
Bir uçtan bir uca Alaçam dağları