Kayalcanın Taşları Hikayesi

 

KAYALCA'NIN TAŞLARININ HİKAYESİ
Hikâyemiz 1800’lü yılların sonlarına doğru Dursunbey’e 10–12 kilometre uzaklıkta bulunan AŞAĞIYAĞCILAR KÖYÜ’nde geçmektedir. Bu köyde, Sarılar sülalesinden Sarı Osman; köyün zengin, varyatlı ailelerinden, en az 500 keçisi ve büyükbaş hayvanı olan, ağa gibi ağa. Sarı Osman’ın iki kızı, bir oğlu var. Oğlu Mehmet ve büyük kızı evli, evde bir kızı var. Adı ZEYNEP. ZEYNEP güzel, sarı saçlı. Baba oğul aynı evde, hepsi bir arada yaşayıp gitmekteler.
 ÇÜRÜK HALİL lakaplı değirmenci HALİLde komşu köy olan İSMAİLLER KÖYÜ’ndendir. HALİL’in değirmeni,İSMAİLLER KÖYÜnün altında, şimdiki MANDIRAnın karşısındadır. Koca derenin kıyısında SU DEĞİRMENİ çalıştıran ÇÜRÜK HALİLgenç, yakışıklı, çok güzel türkü çığıran, yanık sesli, yağız bir delikanlıdır. Ayrıca çok güzel zurna ve kaval çalar. Köy yerinde hayvansız ev olmaz. Hele hele hayvansız Yörük hiç olmaz.
HALİL de devamlı olarak değirmende eğleştiğinden, burada üç beş hayvan da beslemektedir. İş olmadığı zamanlarda, zurnasını kavalını alıp, hayvanlarını karşı tepede otlatmaktadır. Sarı Osman’ın hayvanı çok. Ağa amma köy yerinde iş de çok; orak var, çapa var. Keçi var; ineklere bakmak, sağmak var. Babası Osman, hayvanların bir kısmını verir ZEYNEP’in önüne, bayırda otlatması için. ZEYNEP de çıkar bayırlara, hayvanlar gittikçe, gezdikçe, ZEYNEP de akşama kadar arkalarında.
 Bir gün, hayvanlar yayıla yayıla yataklara doğru gelir. ZEYNEP, bir zurna sesi duyar. Yanık mı yanık, güzel mi güzel, yürekleri dağlayan bir ses. Oturur çayırın üzerine, dinler zurna sesini, içi yanar, yüreği yanar. Sesin sahibi başlar yanık yanık türkü söylemeye; ayakları götürür ZEYNEP’i sesin sahibine doğru. Bu güzel sesin sahibini görür; ÇÜRÜK HALİ’dir. HALİL de görür ZEYNEP’i. Sarı sarı saçlı ZEYNEP’i. Altın sarısı saçlarına, fidan boyuna vurulur.
Artık hayvanlar hep yataklarda otlatılmaktadır. Artık ZEYNEP ile HALİL birbirlerini deliler gibi sevmektedirler. HALİL zurna çalar, kaval çalar, türkü söyler; ZEYNEP de dinler. Dinledikçe de daha da bağlanır HALİL’e. Gönül gözleri birbirlerinden başkasını görmez. Bu gizli sevda, her iki genci de gün geçtikçe volkan gibi alevlenip,yanar dururlar.
Çok geçmez, köyde dedikodu dolaşmaya başlar. ZEYNEP’in hayvan otlatmaya yataklara gittiği, HALİL’in ZEYNEP’i sevdiği, ZEYNEP’in de HALİL’i sevdiği… ZEYNEP ile HALİL’in sevdası, aile içinde ilk önce yengesinin kulağına gider. Ancak kadın, kocası Mehmet’e söylemek için uygun zamanı kollamaktadır.
Orak zamanı köyün üç beş kadını, köyün hatıbı olan hatıp dedenin tarlasına meciye giderler. Ekinini biçerler. Akşam dönüşte ihtiyar hatıp baş yukarı yürüyemeyince ZEYNEP, dedeyi sırtına alır, köye kadar taşır. Ertesi gün meci sırası Sarı Osman’ın tokurdak kaya mevkiindeki tarlasındadır. Sabah olur, ekmek çıkını hazırlanır, oraklar bilenir, meciler tarlaya giderler. ZEYNEP de mecilerle birlikte orak biçmektedir. Öğle yemeği zamanında, yengesi, ağabeyi Mehmet ve eniştesi tarlaya öğle yemeği getirmektedirler. Yengesi artık ZEYNEP’in suçunu söylemenin zamanının geldiğini düşünmektedir.
Tarlaya girildiği sırada, bir anda kocasına dönerek:
    -Len bana bak. Bizim ZEYNEP yoklusuna vamicimiş…
Bunu duyan Mehmet sert bir tavırla:
     -Len ni diyon sen? Der.
    -Çürüğe vurgunmuş, ona vacimiş diyola, der.
Bunun üzerine Mehmet hiddetlenerek, hiçbir şeyden haberi olmayan Zeynep’e: - Zinep, diye bağırır. Ağabeyinin ses tonundan ve hiddetlenerek üzerine gelmesinden korkan Zeynep, geriye doğru kaçmaya çalışır. Bunun üzerine Mehmet belindeki saldırmayı çeker ve Zeynep’in arkasından fırlatır. Saldırma Zeynep’in sırtına saplanır ve – Yandım ağam, der, cansız yere yığılır.
Hemen babası Sarı Osman’a haber verirler, bir kaza oldu derler. Babası koşarak gelir. Bakar ki kızı alkanlar içinde yerde yatıyor. Olayı sorar, anlatırlar. Ne yapsın? Biri kızı, biri oğlu. Kızına mı yansın, oğluna mı? Düşünür taşınırlar: Zeynep’in ölüsünü “Kayalca” denilen tokurdak kayanın yarığından aşağı atıp, olayı saklayacaklar. Götürürler atarlar, tokurdak kayanın yarığına. Ancak çok geniş gördükleri yarıktan aşağı Zeynep’in ölüsü sığmaz. Akşamın alaca karanlığında Zeynep’in ölüsünü köye getirirler. Niyetleri, karanlıkta gömüp, olayı gizlemektir.
 O zamanlar mezar kazmak için, sadece köyün hatıbının evindeki kazma kürek kullanılmaktadır. Babası Sarı Osman gider, hatıptan kazma kürek ister.
 -Mezar kazacağız, der. Hatıp, kim geçindi, diye sorar. Sarı Osman sıkıla sıkıla Zeynep’in öldüğünü söyler. Yaşlı hatıp, “Nasıl ölür? Daha dün beni sırtında tarladan getirdi. Sapasağlam kız nasıl ölür?” der. Sarı Osman mecbur kalır anlatmaya işin doğrusunu. Hatıp, “Ben bu işin vebalini çekemem, bunu müddi umumluğa bildirin” der. Müddi umumluk işe el koyunca, oğlunun hapse girmemesi için gereken yerlere altın vererek ve büyük bir servet harcayarak olayı kapattırır. Peynir zehirlenmesinden öldüğü söylenerek, cinayet örtbas edilmiştir.
Bu olayın arkasından, ÇÜRÜK HALİL, arkadaşı Zeybek Hasan ve diğer arkadaşları, değirmende bir araya gelerek otururlar ve şu türküyü yakarlar:
KAYALCANIN TAŞLARI TÜRKÜSÜ
Kayalcanın taşları
Sarı sarı saçları
Kefenimi ıslamış
Ela gözün yaşları
      Sarı sarı saçlı Zeynebim
      Al gelinler olmadan
      Gençliğine doymadan
Çürük seni öptü mü
Kumru gibi koktu mu
Mehmet ağabeyini görünce
Yüreciğin koptu mu
      A benim de sarı saçlı Zeynebim
      Yollarını nerelerde gözleyim
Peynir yedi dediler
Kendisi ölmüş dediler
Cenazeyi kaldıranlar
Onbeş altın yediler
      Sarı sarı saçlı Zeynebim
      Al gelinler olmadan
      Gençliğine doymadan
Üzüm koydum sepete
Keklik öter tepede
Öldüğüme gam yemem
Şan oldum memlekete
      Sarı sarı saçlı Zeynebim
Al gelinler olmadan
Gençliğine doymadan
 
 
 
KÖYDEN HAVADİSLER
 

10.12.2012 :
RAMAZAN - SANİYE ATEŞ ÇİFTİNİN BEBEKLERİ CENNETE UÇTU...

12.08.2012 :
HACI KÖSE DAYI (MEHMET KÖSE) HAKK'A YÜRÜDÜ...
13.07.2012 :
ZADİFE DUMAN ARAMIZDAN AYRILDI...

26.10.2011 :
KÖYÜMÜZLE İLGİLİ RESİM,VİDEO,HABER VS. yukarimusalarkoyu.tr.gg@hotmail.com ADRESİNE MAİL ATABİLİRSİNİZ !...
--------------------------------------------------------------------------------
HABERLER
 
DURSUNBEY NAMAZ VAKİTLERİ
 
 
Şimdiye kadar 40 ziyaretçi burdaydı!
GURBETTEN SILAYA HASRETİZ!!...BULUŞMA ADRESİNİZ: YUKARI MUSALAR KÖYÜ WEB SİTESİ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol